Wednesday, October 17, 2012

MD-2012-III

Matematik dünyası dergisinin 2012-III sayısı çıktı. Abone olmak için bağlantıyı takip edin. Yeni sayının içeriğine buradan bakabilirsiniz. MD-2012-III sayısının giriş yazısını aşağıda alıntıladım:

George Bernard Shaw’un meşhur sözüdür: “Pek az kişi yılda iki üç kez düşünür. Ben ise haftada bir iki kez düşünerek dünya çapında bir üne kavuştum!” Aaa ne güzel, biz de haftada birkaç kez düşünelim o zaman... diyesi geliyor insanın.
Çok çabalayıp da anlatamadığım zaman, çok çaresiz kaldığımda, bazen kendimi
tutamayıp öğrencilere “düşünün” diyorum!
Sanki düşünmeyi ben çok iyi biliyormuşumu geçtim, sanki biri bana düşün dese,
ne yapacağımı biliyormuşum gibi...
Birine kolunu kaldır deseniz, o kişi eğer isterse kolunu kaldırır. Kolu yoksa bile kolunu kaldırması için ne yapması gerektiğini bilir ve kolunu kaldırmaya çalışabilir. Koş dersin koşar, yürü dersin yürür, dur dersin durur. En azından ne yapması gerektiğini bilir. Ama “düşün” denildiğinde kişinin ne yapması gerekiyor? Düşünmek ne kadar iradeyle ilgili?
Düşün dediğim öğrenci,
- Düşünüyorum hocam! dese - ki diyor bazen - ne cevap vereceğim?
- Hayır, düşünmüyorsun! Öyle mi düşünülür!
- Ya nasıl düşünülür?
- Bak işte böyle düşünülür...
Keşke bu senaryonun devamını getirebilsem. Zaten devamını getirebilsem kitabını yazardım. Okuyanlar da böylece sayemde düşünmeyi öğrenirlerdi!
Nasıl düşünüleceğini bilmesem de düşünmek için neler gerektiğini aşağı yukarı biliyorum.
Düşünmek için her şeyden önce kavramlara ihtiyaç vardır, tabii bir de bu kavramlar arasındaki ilişkilere. Kavram olmadan düşünülecek şey de olmaz zaten.
Matematikte kavramlar ve aralarındaki ilişkiler simgelerle ifade edilir. Simgeler de düşünceyi kaydetmeye yarar. Böylece hafızanın yükü önemli miktarda azalır ve düşüncede daha derine inilir, derine inilmese de daha ileri gidilir. Düşünceyi kaydetmek, yani yazıya geçirmek, bir dereyi geçmek için su yatağına yerleştirilen taşlar gibidir, o taşlara basıp daha ileri gidilir. Hatta geri dönüp silgiyle taşları siler, daha sağlam taşlarla yepyeni bir güzergâh belirleyebiliriz.
Matematik dışındaki alanlarda simge dünyası o kadar gelişmemiştir. Gene de bildiğimiz harflerle düşünce kaydedilebilir. Formüllerin ifade gücünün yanına yaklaşamasa da bildiğimiz düzyazı da düşünceyi simgeyle kaydetmeye yarar.
Lise öğrencisiyken bir deneme yazacaktım. Her hafta yaptığımız bir şeydi de neme yazmak. O zamanlar tahrir denirdi. Konuyu unuttum şimdi ama “eğitim herkese lazım” filan gibi doğruluğu bariz olan oldukça sıkıcı bir konuydu. Geceli gündüzlü üç hafta uğraştım. Sonunu bağlayamıyor, istediğim sonuca bir türlü ula şa mı yordum, hep bir yerlerde bir eksiklik beliriyordu. Üç hafta sonunda bir şimşek çaktı beynimde, yanılıyormuşum meğer! Savunduğum tez yanlışmış! 
Yazmak doğru düşünmeye yetmeyebilir. Ama yazmadan da doğru düşünülemez.
Ali Nesin

No comments:

Post a Comment