Sunday, January 6, 2013

MD-2012-IV

Matematik dünyası dergisinin 2012-IV sayısı çıktı. Abone olmak için bağlantıyı takip edin. Yeni sayının içeriğine buradan bakabilirsiniz. MD-2012-IV sayısının giriş yazısını aşağıda alıntıladım:
Gün geçmez ki bir gazeteci ya da televizyoncu bana eğitimde neden bu halde olduğumuzu sormasın.
Söylenecek o kadar çok şey var ki hangi birini söyleyeceğimi şaşırırım.
Baktım yanlışlarla başa çıkamıyorum, yöntem değiştirdim, doğruları bulayım bari dedim.
 İnanır mısınız bir tane doğru bulamadım.
Her şeyi değiştirin ama eğitimimizin şu özelliğine ne olur dokunmayın diyebileceğim tek bir husus bile yok. 
Bunun ancak tek bir anlamı olabilir: Eğitim sistemimiz reformla filan düzenlenebilecek durumda değildir. Kökten değişmeli. Yönetmeliklerle filan yetinmeyip tüm eğitim anlayışımızı, felsefemizi, eğitime bakışımızı, eğitimle ilgili her şeyimizi sorgulamalı ve tepeden tırnağa değiştirmeliyiz. Kısacası eğitim sistemimizde reform değil devrim yapmalıyız. Başka türlü bu eğitim sistemi düzelmez.
Okul binalarına bir göz atın. Okul binaları okuldan çok bir hapishaneyi andırmıyor mu? Böyle okullarda doğru eğitim yapılabilir mi?  Böyle okullara öğrenciler koşa koşa, güle oynaya gidebilirler mi? Mümkün mü? 
Matematik Köyü'nü kurmadan önce izin için çırpınıp dururken Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gittik. Bize iki tip okul binası gösterdiler. İki türden biri olmalıymış!
Daha neler! Müdürlükten nasıl kaçtığımı bilmiyorum. Şirince'deki ilköğretim okulu bildiğimiz standart okullardan, bir beton yığını. Bahçesi bile. Hemen yanında da eski bir Rum binasından devşirme bir meyhane vardır. Yüksek tavanlı, iki katlı taş bir bina. Olağanüstü güzel. Kocaman bahçesinde devasa çam ağaçları yükselir. Meğer bu meyhane Rumlar zamanında köyün okuluymuş. Mübadeleden sonra ilkokulu bozup meyhane yapmışlar. okul niyetine de bildiğimiz ucube binalardan birini yapmışlar!
Galiba eğitim sistemimizi değiştirmeden önce ar duygumuzu geliştirmeliyiz! 
Ama yuvalara ve kreşlere dikkat ettiniz mi, ne kadar sevimliler. Rengarenk, davetkar, iç açıcı, kucaklayıcı, güven verici. Çünkü okul öncesi eğitim zorunlu olmadığından onlara karışmıyorlar!
Ah! İşte çözüm! Çözümü bulduk. Karışma! Serbest bırak!
Popülizmin tuzağına düşüp halkımız en iyisini bilir demeyeyim de, belli ki yetkililerden daha iyisini biliyor. Çoğu şey gibi eğitim de rekabete açık olsun. Başarılı okulları, öğretmenleri, binaları ödüllendir. Müfettişe bile ihtiyacınız kalmaz! 
Şu bir gerçek ki devlet yapısı hantal. Belki de öyle olmalı, bilmiyorum. Oysa toplum, teknoloji ve bilim çok çabuk değişiyor artık. Eğitimin de bu değişime ayak uydurması lazım. Devletin hantal yapısı yüzünden eğitim değişime ve ihtiyaçlara ayak uyduramıyor. 
Bir gün bu düşünceyi savunabileceğim aklıma bile gelmezdi.    
Ama akıl ve mantık bunu gerektiriyor. Karşı koymanın anlamı yok.
Ali Nesin

No comments:

Post a Comment